Stresle Başa çıkma Yolları

Stres

Hayat kalitemizi etkileyen en önemli unsurlardan biri olan Stres ile başa çıkma yollarını stres ile nasıl mücadele edileceğini, stresin ne olduğunu, uykunun stres üzerindeki etkisini, stresin sebep olduğu öfkeyi kısacası stres ile alakalı hemen hemen her şeyi bu yazımda bulabilirsiniz. Stres konusunu ilk olarak üç bölümde ele almanın daha anlaşır ve etkili olacağını düşünüyorum. Bunları şöyle sıralayabiliriz.

  1. Stres Nedir?
  2. Stresin Ortaya Çıkardığı Problemler Nelerdir?
  3. Stresle Başa Çıkma Yolları Nelerdir?

Stres Nedir?

Stres, insanın bedenen ve ruhsal yönden sınırının zorlanmasıyla orta çıkan bir durumdur.


Yaşadığımız yüzyılda yaşam koşullarının sürekli değişmesiyle birlikte stres de artmaktadır. İnsan bedeni düzeni sever. Aynı saatte uyumak aynı saatte uyanmak ister. Yemek ihtiyacını aynı saatte ve dengeli bir şekilde karşılamak ister. Fakat günümüz şartlarında bu temel fizyolojik ihtiyaçları bile düzenli bir şekilde yerine getiremiyoruz. Uyku saatlerimiz düzensiz yediğimiz yemekler geçiştirici ve bir süre sonra bedenimiz alarm veriyor. Genellikle çoğu meslek gruplarının çalışma saatleri değişiklik gösterir ve sizde hayatınızla ilgili belli bir plan yapamazsınız. Örneğin asker, polis, sağlık sektörü genelde 12/48 çalışır ya da amirleri tarafından çalışma saatleri artırılır bu da büyük oranda kişideki stresi artırır.

Kişi kendine vakit ayırmak ister ve sosyalleşmek ister. İnsan sosyal bir varlıktır. Maalesef maddi imkanlar, çalışma koşullarından ve ya bulunduğun bölgedeki imkansızlıklardan bu pek mümkün olmuyor.

Yaşadığımız çağda bize en büyük stresi yaşatan olaylardan biri ise ihtiyaçlarımızın fazlalığıdır. Sürekli alma eğiliminde olan bir toplum olmamız daha fazla çalışmamıza ve kendimize değil maddi şeylere daha çok önem vermemize sebep oluyor. İnsanlara önem verdiğimiz konu eşyaları ve şeklindeki güzellikten öteye gidemiyor.

Bu sebeple kişiler arasında iletişim bir uçurum halini alıyor. Birbirini dinlemeyen, her zaman karşı tarafı haksız bulan ve kendini mükemmel gören insanlar halini alıyoruz. Bu da bizi değersizleştiriyor. İnsan değer bulmak ve değer vermek ister. Biz bu yargılardan oldukça uzaklaştık.

Her bireyin strese olan algısı farklıdır. Bundan dolayı şu olaylar kesinlikle stres yapar diyemeyiz.

Kişinin geçmişteki yaşantısı, olaya bakış açısı, kişilik özellikleri, duyguları gibi özellikleri strese maruz olup olmadığını etkileyen faktörlerdir.

Örneğin; araba sürmeyi seven bir kişiyle araba sürmeyi sevmeyen bir kişinin araba kullanarak yolculuk yapmalarında stres düzeyi açısından oldukça fark vardır.

Örneğin; sınavdan düşük not alan bir öğrencinin, sınıfta herkes zayıf aldı zaten diyerek olayı bir tehdit olarak almaması onun stres düzeyinin oldukça düşük olduğunu gösterir. Bir diğer öğrencinin ise; “başarısız oldum”, “bu başarısızlık karşısında küçük düştüm” düşüncesi onu kaygılandırır ve ikincil değerlendirmede bir başarı gösteremez. Hem bedenen hem ruhen yıpranır.

Stres de şüphesiz en büyük pay yetiştirilme biçimimize aittir. Türk toplumunda birey yetiştirilirken sürekli müdahale ön plandadır. Çocuğun ödevini ebeveyni yapar,çocuk oynarken düşmesin diye ebeveyni büyük çaba sarf eder, yemeğini ebeveyni yedirir. Gün gelir çocuk yetişkin olur ve bu sefer ona yardım edecek ebeveyni yanında bulamayınca hayat mücadelesiyle baş başa kalır. Küçük sorunları devleştiren ve üstesinden gelemeyen bireyler ortaya çıkar.

Stres konusunda kişiliğiniz önemli bir yere sahiptir. Kişiliğiniz, strese meyilli olup olmadığınızda ki öncülüklerden biridir. Bu hususta öncelikle kendinizi tanımanız gerekir. Örneğin iş hayatınızda en basit bir işi bile kimsenin iyi yapamayacağını düşünüp siz mi üstleniyorsunuz?
– Aynı anda birden fazla işi bitirmek mi istiyorsunuz?
– Bütün her şey dört dörtlük olsun hiç bir problem çıkmasın istiyorsanız mükemmeliyetçi iseniz maalesef stres sizi kovalamaya devam edecektir.

Stres insanın hayatından tamamen yok olmaz. Stresin bir çok yıkıma yol açabileceği bilinmektedir. Fakat yararını da göz ardı etmemek gerekir. İnsan başarısını, gerekli stresten alır. Önemli olan stresin boyutudur. Stres insan yaşadığı sürece devam eder. İlk annelik heyecanında stres vardır. Nikah masasında evet dediğiniz anda stres vardır. Sınava hazırlandığınız dönemde stres vardır. Fakat bu stres dozunda olduğu sürece size mutluluk ve başarı getirebilir.

2- Stresin Ortaya Çıkarttığı Sorunlar

Stres düzeyinin aşırı olduğu dönemlerde şüpheniz bedensel ve ruhsal düzenimiz bozulmaya yönelir. Stresin ortaya çıkardığı sorunları maddeler halinde sıralamak mümkündür:

a) Aile ve Stres

Stres, aileye yansıtıldığı büyük bir yıkım ortaya çıkmaya başlar. Birbirini anlamayan bencil insanlar ortaya çıkar. Ailede bir de çocuk mevcutsa sorunların en çok yansıtıldığı bilinmektedir.

b) Kaygı

Fazla stres korku ve kaygıyı meydana getirir.Stres de olduğu gibi kaygı da bireyin başarısı için gereklidir. Kaygı duyan insan çalışır ve azim eder. Fakat bu kaygıyı kaosa dönüştürüp “yapamayacağım, olmayacak ben zaten neyi başardım ki” düşüncelerine dönüştürülürse o anda beklenen kehanet gerçekleşmiş olur.
Başarı için kaygı yeterli düzeyde olmalıdır.

c) Depresyon

Çağımızın sorunlarından biri de şüphesiz depresyondur. Öncelikle depresyon nedir? Depresyon da olup olmadığını nasıl anlarsın? sorularına cevap bulmakta fayda var.

Depresyon Nedir?

Depresyonun kelime anlamı “çöküş” dür. Alçalmayı ifade eder. Depresyon yeni bir hastalık değildir fakat şehirleşmeyle ve endüstrileşmenin artmasıyla oldukça fazla görülmeye başlanmıştır.

Depresyonun Belirtileri Nelerdir?

  1. İştah azalması ve kilo kaybı
  2. Uyku bozukluğu
  3. Hayattan alınan zevkin azalması
  4. Hareketlerde yavaşlama(hiç birşey yapmak istmeme) ve ya yerinde duramayacak şekilde huzursuzluk
  5. Değersizlik ve suçluluk duyguları
  6. Umutsuzluk ve keder duyguları

d)Uyku Bozuklukları

Yetişkinlerin(25-45 yaş) normal uyku süresi 7-8 saattir. 45 yaşından sonra bu süre azalabilir.
Uyku dört basamakta meydana gelir.

  1. Uyku ile uyanıklık arası dönem
  2. Hafif uyku
  3. Derin uyku(delta basamağı):bedenin dinlenmesi bu basamakta gerçekleşir. Beden sağlığı için gereklidir.
  4. Rem basamağı:Ruhsal dinlenme bu basamakta gerçekleşir. Rüya görme olayı bu uyku döneminde olur.

Fazla stres etkin olduğunda bu basamaklar tamamlanamaz ve dinç bir güne başlanamaz. Ya da tam uyunmadığında stres faktörü daha etkin hal alır ve verimli bir gün geçirilemez.

İyi bir uykuda nelere dikkat edilmelidir?

  • Fazla ya da az uykudan kaçının. Yeteri kadar uyuyun.
  • Düzenli olarak egzersiz yapın.
  • Gürültülü ortamda uyumaktan kaçının.
  • Uyuduğunuz ortamın fazla soğuk ya da fazla sıcak olmamasına dikkat edin.
  • Aç olarak uyumamaya çalışın.
  • Uykudan önce kahve ve ya kafeinli içecekler içmeyin.
  • Fazla miktarda alkol alımı rem uykusunu bozar. Bu nedenle alkol alınmamalı.
  • Uykuya dalamadığınız anda yatakta uyumaya çalışmak yerine bir işle uğraşıp uykunuzun gelmesini beklemelisiniz. Kitap okuyarak uykuya dalabilirsiniz.
  • Yatakta uyku haricinde bir işle uğraşmayın. Örneğin istirahat, kitap okumak, yemek yemek gibi.. Yatak sadece uyuma alanınız olsun.

e)Stres ve Koroner Kalp Hastalığı

Kalp hastalıklarında stresin önemli ölçüde etkisi vardır. Genellikle 45 yaş üstü erkeklerde daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir.

f) Baş Ağrısı

Özellikle migren rahatsızlığının büyük sebebinin stres olduğu konusunda araştırmalar yapılmış ve doğrulanmıştır.

3-Stresle Başa Çıkma Yolları

Stresle başa çıkmak için öncelikle stresin kaynağını belirlemelisin ve bunu düzeltmek için alternatifler oluşturmalısın. Bunun için değişmen gerekebilir ve kendine bu yaştan sonra nasıl değişirim sorusunu yönetebilirsin. İnsan isterse değişir. Peki ne yapmalı değişmek için?

  • -Değişimin gerekli olduğuna inanmalı ve değişmek istemeli
  • -Bu değişimin nasıl olması gerektiğiyle ilgili iyi bir yol gösterenden yardım almalı
  • -Yeni öğrendiklerini aktif olarak tekrarlamalı. Çünkü öğrenme tekrarlarla mümkündür.

Stres ile başa çıkmada bazı tekniklere göz atmak gerekirse:

1-Bedensel Teknikler

Öncelikle gevşeyin. Çünkü insan bedeni hep kasılıp hem gevşeyemez. Gevşediğiniz taktirde kasılmalarınız son bulur.
Gevşemenin en önemli koşulu doğru nefes almanın bilinmesidir. İyi bir nefes, burundan alınır, sessiz olur ve akciğerin bütünü doldurarak diyaframı aşağı iter.

Sakin ve olgun insanlar ağır ve dengeli; sinirli insanlar sık ve yüzeysel; huzursuz ve endişeli insanlar yüzeysel ve kesik kesik; hırslı insanlar dengesiz ve düzensiz nefes alırlar. Bu sebepten Uzakdoğu’da insanı tanımak için nefesini dinle derler.

Stresli olduğunuz durumlarda derin nefes alarak stresinizi azaltabilirsiniz ve günlük olarak nefes egzersizleri yapabilirsiniz.

2- Nefes Egzersizleri

1-Gözlerinizi kapatarak yavaş ve derin bir nefes alın. Aldığınız havayı geri verin, hepsini çıkarttığınızdan emin olun.Tekrar derin bir nefes alın. Nefes alırken hayalinizdir bir sayısını canlandırın ve nefesinizi üç saniye tutarak geri bırakın. Nefes alın hayalinizde 2 sayısını canlandırın. Nefesinizi üç saniye tutarak aldığınız nefesi tamamıyla geri verin. Bunu hayalinizde 8 sayısını canlandırana kadar devam edin. Nefes alıp verirken odanız aldığınız ve verdiğiniz nefeste olsun.

2-Kendi kendinize içinizden beş deyin ve dikkatinizi bu sayıda topladığınız sırada yavaş derin ve tam bir nefes alın. Ciğerlerinizdeki havanın tamamını boşaltın. İçinizden dört deyin ve derin bir nefes daha alın. Bu nefesi boşaltırken kendi kendinize :”Beşten daha gevşek ve sakinim. ” deyin. Nefes alın ve içinizden üç deyin. Nefesinizi tam olarak verirken kendi kendinize:”Dörtten daha gevşek ve huzurluyum diye tekrarlayın.

İçinizden önce iki sonra bir sayılarını geçirin ve yine içinizden: “Şimdi birde iki de olduğumdan çok daha gevşek ve rahatım” diyerek tekrarlayın. Bir sayısına geldiğinizde baştaki durumdan kendinizi daha rahat hissedeceksiniz.

3- Fiziksel Egzersizler

Fiziksel egzersizler bedenen daha iyi olmamızı sağlarken hayata da olumlu bakmamıza yardımcı olur.
Fizik egzersizleri: kalp ve ciğer dayanıklılığı, esneklik, kas güçlülüğü ve dayanıklılık sağlar.

Güne sağlıklı bir kahvaltının ardından yarım saatlik bir spor yapılmasıyla başlanması hem stresinizi azaltır hem enerjinizi artırarak daha verimli bir gün geçirmenize yardımcı olur.

4-Sağlıklı Beslenme

Her insanın bir ayar mekanizması vardır. Bir çok insandan duymuşuzdur su içsem bile yarıyor derler. İşte bunun sebebi hipotalamusta bulunan ve her insan için ayrı programlanmış olan ayar mekanizmasıdır ve kalıtsaldır. Ayar mekanizmasını düzenli fizik egzersizleri ve sağlıklı bir diyetle değiştirmek mümkündür.
Sağlıklı bir beden sizi stresle mücadelenizde daha etkin olmanızı sağlar.

Sağlıklı bir beden için:

  1. -Çeşitli yiyecekler yiyin: Her çeşit meyve sebze bulunan bir diyet listeniz olsun. Et, balık ürünleri, tahıl, kuruyemiş gibi gıdaları tüketmeye özen gösterin. Fakat yeterli miktarda olmasına dikkat edin. Az ya da çok değil.
  2. -İdeal kilonuzu koruyun: Standartlar doğrultusunda yaşınıza boyunuza göre olan kiloyu belirleyin ve o kiloyu koruyun.
  3. -Çok yağdan ve kolesterolden kaçının: Yağlı yiyecekler kalp sağlığınızı bozarak yaşamınızı olumsuz yönde etkiler.
  4. -Fazla şekerden uzak durun: Vücudun ihtiyacı olan şeker yediğimiz meyve ve sebzelerde bulunmaktadır. Ek olarak çaya şeker koymamıza ya da kahveyi şekerli içmemize gerek yok.
  5. -Fazla sodyumdan uzak durun
  6. -İçki kullanıyorsanız makul ölçüde kalın

2-Zihinsel Teknikler

İnsanın hayatında stres iç ve dış kaynaklıdır. İç kaynaklı stres insanın kendine dair oluşturduğu makul sayılmayan düşünceleridir. Bunları şöyle sıralayabiliriz :

Varsayım 1-Bireyin ailesi, arkadaşları, çevresi ve onu tanıyan tüm kişiler tarafından sevilmesi gerekir.

Varsayım 2– Üzerinize aldığınız bütün işlerde mutlaka o işi en iyi bilen, kusursuz yapan ve her zaman en mükemmel kişi olmanız gerekir.

Varsayım 3– İnsanların mutsuzluğuna ve üzülmesine sebep olan çevrelerinde meydana gelen olaylardır.

Varsayım 4– İnsanların ve diğer olayların istediğimiz gibi olmaması dehşet vericidir.

Varsayım 5– Geçmişte geleceği belirleyen pek çok şey vardır.

Varsayım 6– İnsanlar çabuk kırılır ve onları hiç bir zaman incitmemek gerek.

Varsayım 7– İnsanların sizi onaylamadığı durumlarda bu sizin hatalı ve kötü olduğunuzu gösterir.

Varsayım 8– İyi ilişkiler karşılıklı fedakarlık ve verme üzerine kuruludur.

Varsayım 9– Kendini düşünmek kötü, yanlış ve bencilce bir harekettir.

Varsayım 10– Kendinizi yalnız hissediyorsunuz ve yaşadıklarınızı, duygularınızı kontrol edemiyorsunuz.

Varsayım 11– Mutluluk, huzur kavramları başkalarıyla mümkündür. Yalnız başına gerçekleşmez.

Varsayım 12– Mutluluk koşuşturma içinde olmamak ve bol boş zamana sahip olarak kazanılır.

Varsayım 13– Kızgınlık mutlaka kötü ve yıkıcıdır.

Varsayım 14– Acı çekmemeniz gerekir. Çünkü sizin hakkınız iyi bir hayattır.

Varsayım 15– Hayatın küçük zorlukları ve sorumluluklarından kaçmak, onlarla jarşı karşıya kalmaktan daha kolaydır.

Varsayım 16– Mükemmel bir aşk, mükemmel bir ilişki vardır.

Varsayım 17– Hayatta insanın kendisinden daha başka, daha güçlü, daha büyük destekler gereklidir.

Öncelikle zihninizi bu varsayımlardan temizlemeniz gerekir. Çünkü insan hata yapabilir bu hatanın farkında olup onu düzeltebilir. Hayatta herşey insan içindir. Gerektiğinde acı çekmelisin ki mutluluğun farkına varıp huzur bulmalısın.

Herkes sizi sevmek zorunda değil ya da herkes sizi doğru bulmak zorunda değil. Her birimiz farklı ailelerde dünyaya geldik ve farklı kültürlerle yetiştik. Yetiştirilme biçiminizle doğrularımızı şekillendiririz. Herkesin doğrusu kendi bakış açısına göre değişir. Bu nedenle siz kendinize yakın kişilerle sosyalleşmenizi sağlayabilirsiniz.

Yalnızlık her zaman kötü değildir. Kişinin kendiyle baş başa kalmaya kendini dinlemeye ihtiyacı vardır. Kişi kendiyle de mutlu ve huzurlu olabilir.

Kişi önce kendi düşünmeli aynı zamanda başka kişilerde zararlı olmayacak ya da fayda sağlayacak davranışlarda bulunmalıdır. Başka birinin mutluluğu kendini mutsuz etmemeli.

İnsan çeşitli duyguları barındıran bir varlıktır. Kişi gerektiğinde öfkelenebilir ya da kızabilir bu o kişiyi kötü yapmaz. Önemli olan öfkeni kontrol edebilmendir.

A-B-C Modeli
A: Olay
B: Yorum ve yaklaşım biçiminiz
C: Duygu ve davranış

Çoğu zaman yorum ve yaklaşım biçimini olay olarak ifade ederiz. Bunu şöyle ifade edebiliriz; örneğin bir iş yerinden birinin sizi arayıp gelmenizi söylemesi bir olaydır. Sizin yine mi ben bıktım bu işten diye düşünmeniz yorumlamanızdır. Öfkeyle hazırlanıp işe gitmeniz duygu ve davranış biçiminizdir. Oysaki herkesin başına gelebilecek bu olay; bana ihtiyaçları olmuş, bensiz çözemedikleri bir problem var sanırım diye yorumlanabilir. Mutlu ve kaygısız bir şekilde iş yerinize gitmenizi sağlar böyle düşünmeniz. Çünkü insanların size ihtiyaçlarının olması sizi mutlu eder.

  • Hayatınızda acelecilikten sürekli başarıya ulaşmaya çalışmaktan ve en önde olma isteğinizden vazgeçin ve hayatın tadını çıkarın. Kendinize sakin bir çalışma ortamı hazırlayın. Planladığınız işleri daha sakin bir şekilde ve hemen bitirme amacıyla değil güzel bir ürün koyma amacıyla yapın.
  • Sözleriniz, konuştuğunuz kelimeler çok önemli insanları kırmadan konuşun ve onların ne dediğine kulak verin. İnsanları önemseyin.
  • Kendinize zaman ayırın. Egzersiz yapın. Kendinizi geliştirmek içn kitap okuyun. Sakin bir yürüyüş yapın. Parkta bahçede gezinin.
  • İllaki tam vaktinde biryerde olmak zorunda olmayı kendinize bir kural haline getirmeyin. Beş on dakika geç ya da erken bir esneklik payı bırakın.
  • Kendinizle kalabilecek bir zaman oluşturun. Düşünün kendinizi, çevrenizi. Kendinizle ilgili keşfedecek bir sürü şeyinizin olduğunu unutmayın.
  • Kendinize düşmanlık beslemeyin. Kendinizi sevin. Güzel dostluklar edinin. Sizi dinleyen ve sizin de dinlemek istediğiniz kişilerle arkadaş olun. İnsanları önemseyin ve onları dinleyin. Değer verecek şeyler bulun. Değer vermek insanın hayatına anlam katar.

Güvenli bir tavrınız olsun. Peki bu nasıl olacak diye sorarsanız şöyle maddeler halinde sıralanabilir:

  • Açık, samimi, dürüst ve doğrudandır.
  • Kendisini ve duygularını açıkça ortaya koyar.
  • Gerektiği yerde kendini över ancak asla başkalarını küçük düşürmez ve kötülemez.
  • Başkalarının olumlu özelliklerini görür ve konuşur.
  • Karşısındakinin kendisini iyi hissetmesini sağlar.
  • Tehdit etmez, işbirliğinin olumlu sonuçlarından haberdar eder.
  • Haklarını korur ancak başkalarının hak ve duygularını hesaba katar.
  • Sorumluluk taşır.
  • Seçimlerini kendi amaçları doğrultusunda yapar.

Bunun sonucu: Çevrelerinden takdir gören, istenen ve aranan kimseler olurlar.

Zamanınızı iyi kullanın ve her gün yapacağınız işler listesi oluşturun. Ailenizle zaman geçireceğiniz hobinizi yapacağınız zamanınız olsun. Plan yaparsanız bunu mu önce yapsam şunu mu önce yapsam diye düşünmezsiniz. Yapacağınız şeyler bellidir ve onları yapmanın mutluluğuyla gününüzü stressiz sonlandırırsınız.

Stresin en önemli sonucu öfkedir. Öfkeyi kötü bir kavram olarak ele almak doğru olmaz. Stres insan hayatında nasıl gerekli olduğu gibi öfkede insan doğasında bulunur. Önemli olan oluşan öfkeyi kontrol edebilmektir. Peki öfekeyi nasıl kontrol edebiliriz? Elbette bununda yolları mümkün. Öfkeyi nasıl kontrol edebileceğimizi maaddeler halinde ele alalım:

  • -Öncelikle öfkenizi kabul edin. Öfkeli olduğunuzu kendinize itiraf edin. Kabul etmediğiniz öfke daha büyük tehlikelere yol açabilir.
  • -Öfkenizin kaynağını bulun. Sizi öfkelendiren sebebin nasıl ortaya çıktığını bulun.Örneğin eşinize duyduğunuz öfkeden dolayı çocuğunuzun yaptığı bir davranışa bağırmanızın altında eşinize duyduğunuz öfke vardır.
  • -Neden öfkeli olduğunuzu anlayın. Öfkenin kaynağı eşinizin olduğunu bulduğunuzu varsayalım. Neden öfkelisiniz. Onun size olan davranışı ya da ilgisizliği mi sizi bu öfkeye sürükledi bunu belirlemelisiniz. Ya da patronunuzun size verdiği maaşın az olduğunu düşündüğünüz için mi bu kadar öfkelisiniz?
  • -Öfkeyle mücadele edin. Sizi öfkelendiren eşiniz ise çocuğunuza kızmak yerine eşinizle uygun bir vakitte yapıcı olarak konuşun ya da patronunuzla maaşınızın az olduğunu konuşabilirsiniz. Konuşmadan önce etkili bir konuşma yapmaya ikna etmeye hazırlanmalısınız.

Daha İyi Bir Hayat İçin

Dünyada yaşayan herkes mutlu olmak istemekte fakat biçok kişi bunu başaramamaktadır. Çünkü mutluluk esas olarak bir tavır meselesidir. Peşinden koşulanlar insanlara mutluluğu getirmemekte, mutluluğun kendisi bir çaba gerektirmektedir.

İnsan yaşadığı hayattan hoşnut değilse, yanlış yöne bakıyor demektir. Mutlu olmak için insan dışına değil öncelikle içine bakmalıdır. İnsanların büyük çoğunluğu mutluluğu dışlarından beklemektedir. Dış şartlar mutluluğu etkilese de mutluluk bütün yönüyle dışta değildir.

Mutluluğun esas olarak bir tavır meselesi olduğunu söyledik. Bu tavrın içinde en başta, hayat ile ilgili sorumluluğun kendimize ait olduğunu kabullenmek vardır.

Öncelikle kendinize “gerçekten mutlu olmak istiyor muyum?” diye sorun. Mutlu olmak isteyenin kendisi ile dost olması gerekir. Daha doğrusu kendisi ile dost olmayı başarması gerekir. Kendisi ile barışık olmalıdır.

Kendisi ile barışık olmaya karar veren kişi, kendine sıkıntı vermekten, eziyet etmekten kaçınır. Çünkü artık açık seçik bilinmektedir ki, iyi ve olumlu düşünceler beden kimyasını belirli bir yönde, kötü ve olumsuz düşünceler bir başka yönde etkilemektedir.

İnsan attığı olumlu adımların bilincinde olmalıdır. Bunun için kendinize gurur veren işlerin üzerinde durun, bunları kendi kendinize vurgulayın ve kendinizi ödüllendirin. Kısacası başarınızın tadını çıkarın.

Hayat büyük olayları beklerken arada geçen zaman değildir.
Hayat bir bütündür. Amacınız her ne ise hayatla bütünleşmeli ve size zevk vermelidir. Mutluluk yaşanılandan zevk almaktır, bir yere ulaşmak değil. O yere ulaşma süreci size zevk veriyorsa, amacınız hayatınızla bütünleşiyor demektir. Aksi takdirde insan yıllarını bir noktaya ulaşmak için harcar ve çok kerede o noktaya vardığında yaşama sevincini kaybetmiş olur. Bu sebeple hayatı ertelememek gerekir. İnsan işini yaparken hayatı severse, sevdiği hayatı yaşarken de işini zevkle yapmış olacaktır.

Dünyayı ve insanları değiştirmek için gücümüz ve imkanımız sınırlıdır. Oysa kendimizle ilgili değişiklikler yapmak konusunda imkanlarımız çok daha büyüktür.

Hayatı yaşamak için elimizde tek bir fırsat vardır. Bunu değerlendirmek için aktif ve bilerek yaşamak zorundayız. Bunun yolu da bilgili ve donanımlı olmaktır.

Dolu dolu yaşamanın bir yolu da insanın dünyaya kendi kafasındaki kalıplarla bakmaması, insan ilişkilerinde esnek ve rahat olabilmesidir. Böylece kişi karşısından gelen yaklaşımlara da açık olmak ve kendi tavır ve düşüncesini bu yaklaşımlar doğrultusunda sürekli olarak yeniden düzenlemek imkanına sahip olur.

Hayatı daha iyi yaşamada ki çözüm kaybolmayacak değerlerle donanmaktır. Okunan kitaptan, dinlenen müzikten, bakılan resimden zevk almakta bunlar üzerine konuşacak dostlara sahip olmakta, sevmekte, ürün vermektedir. Çünkü bunlar verdikçe çoğalır,paylaştıkça artar. Bunlar herhangi bir güç ve ya şansızlık tarafından elinizden alınabilecek, sizden ayrılabilecek parçalar değildir. Kısacası çözüm varlıklı olmakta değil, var olmaktadır.
Bunu gerçekleştirmek için insan önce kendi beklentilerini tanımalı, hayatı ile ilgili önceliklerini saptamalı ve zamanını bunlara yönlendirmelidir.

Daha iyi yaşamak için en önemli adımlardan biri kişinin kendi sınırlarını ve gücünü tanımasıdır. Sınırlarını tanımayan insanı birçok tehlike bekler. Stres ruhsal ve bedensel sınırların zorlanmasıyla ortaya çıkar ve bildiğimiz gibi dış şartlardan çok iç şartlardan kaynaklanır. İnsanın sınırlarını tanıması ve beklenti düzeyini çok yüksek tutması iç gerginliğe, bu da beden kimyasında değişikliğe neden olur. Rekabet, iddiacılık, üstünlük, eleştiriye kapalı olmak da iç gerginliğe sebep olur.
Olmuş olanı değiştiremezsiniz. Bu yüzden hayıflanmayı, keşkeleri,bırakın. Olmuş olandan ancak ders çıkarmak mümkündür. Bunu yapın. Olmuş olan, seçtiğimiz yolun daha önceki seçimlerimizin sizi getirdiği kaçınılmaz noktadır. Bunun yerine o sırada olacak olana istediğiniz doğrultuda yön vermeye gayret edin.

Hiçbir şeyden şikayet etmemeye hoşunuza gidecek şeyleri yapmaya çalışın. Kendinize ihtiyacınız olanı verin. Yapacağınız şey kendinize dikkat etmek ve kendinizi kollamaktır.
Mükemmele ulaşmanın mümkün olmadığı kabul edin. Ancak gelişme ve ilerleme için çaba gösterin. Kendinizi ispat ermek için verilen fırsatları iyi değerlendirin fakat her zaman herkese kendinizin değerli olduğunu göstermeye çalışmayın.

Zihninizi hayatın zevk veren ve rahatlatan cepheleri ile meşgul etmeye çalışın. Her insanın rahatlık duyacağı anıları ve gelecekle ilgili kendisine zevk veren umutları vardır. Unutmayın ki mutluluk yolunda en önemli adım iradenizin dışındaki şeylere üzülmekten vazgeçmekle atılır.

Stres ile başa çıkmak yollarını, stresin hayat kalitemizi nasıl etkilediğini, stresten kurtulma yollarını, stresin uyku ile bağlantısını, stresin ne demek olduğun, hayatta doğru olarak bildiğimiz yanlışların veya varsayımların hayatımızı ne kadar etkilediğini, nasıl stresle mücadele edeceğimizi, zaman ile stresin alakası, stresin doğurduğu öfke ve siniri anlatmaya çalıştım. Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Konu ile ilgili görüş ve önerilerinizi yorum bölümünden iletebilirsiniz.

İlgili Makaleler

4 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu