Stres Nedir

STRES NEDİR?

Stres, insanın bedenen ve ruhsal yönden sınırının zorlanmasıyla orta çıkan bir durumdur.

Yaşadığımız yüzyılda yaşam koşullarının sürekli değişmesiyle birlikte stres de artmaktadır. İnsan bedeni düzeni sever. Aynı saatte uyumak aynı saatte uyanmak ister. Yemek ihtiyacını aynı saatte ve dengeli bir şekilde karşılamak ister. Fakat günümüz şartlarında bu temel fizyolojik ihtiyaçları bile düzenli bir şekilde yerine getiremiyoruz. Uyku saatlerimiz düzensiz yediğimiz yemekler geçiştirici ve bir süre sonra bedenimiz alarm veriyor. Genellikle çoğu meslek gruplarının çalışma saatleri değişiklik gösterir ve sizde hayatınızla ilgili belli bir plan yapamazsınız. Örneğin asker, polis, sağlık sektörü genelde 12/48 çalışır ya da amirleri tarafından çalışma saatleri artırılır bu da büyük oranda kişideki stresi artırır.

Kişi kendine vakit ayırmak ister ve sosyalleşmek ister. İnsan sosyal bir varlıktır. Maalesef maddi imkanlar, çalışma koşullarından ve ya bulunduğun bölgedeki imkansızlıklardan bu pek mümkün olmuyor.

Yaşadığımız çağda bize en büyük stresi yaşatan olaylardan biri ise ihtiyaçlarımızın fazlalığıdır. Sürekli alma eğiliminde olan bir toplum olmamız daha fazla çalışmamıza ve kendimize değil maddi şeylere daha çok önem vermemize sebep oluyor. İnsanlara önem verdiğimiz konu eşyaları ve şeklindeki güzellikten öteye gidemiyor.

Bu sebeple kişiler arasında iletişim bir uçurum halini alıyor. Birbirini dinlemeyen, her zaman karşı tarafı haksız bulan ve kendini mükemmel gören insanlar halini alıyoruz. Bu da bizi değersizleştiriyor. İnsan değer bulmak ve değer vermek ister. Biz bu yargılardan oldukça uzaklaştık.

Her bireyin strese olan algısı farklıdır. Bundan dolayı şu olaylar kesinlikle stres yapar diyemeyiz.

Kişinin geçmişteki yaşantısı, olaya bakış açısı, kişilik özellikleri, duyguları gibi özellikleri strese maruz olup olmadığını etkileyen faktörlerdir.

Örneğin; araba sürmeyi seven bir kişiyle araba sürmeyi sevmeyen bir kişinin araba kullanarak yolculuk yapmalarında stres düzeyi açısından oldukça fark vardır.

Örneğin; sınavdan düşük not alan bir öğrencinin, sınıfta herkes zayıf aldı zaten diyerek olayı bir tehdit olarak almaması onun stres düzeyinin oldukça düşük olduğunu gösterir. Bir diğer öğrencinin ise; “başarısız oldum”, “bu başarısızlık karşısında küçük düştüm” düşüncesi onu kaygılandırır ve ikincil değerlendirmede bir başarı gösteremez. Hem bedenen hem ruhen yıpranır.

Stres de şüphesiz en büyük pay yetiştirilme biçimimize aittir. Türk toplumunda birey yetiştirilirken sürekli müdahale ön plandadır. Çocuğun ödevini ebeveyni yapar,çocuk oynarken düşmesin diye ebeveyni büyük çaba sarf eder, yemeğini ebeveyni yedirir. Gün gelir çocuk yetişkin olur ve bu sefer ona yardım edecek ebeveyni yanında bulamayınca hayat mücadelesiyle baş başa kalır. Küçük sorunları devleştiren ve üstesinden gelemeyen bireyler ortaya çıkar.

Stres konusunda kişiliğiniz önemli bir yere sahiptir. Kişiliğiniz strese meyilli olup olmadığınızda ki öncülüklerden biridir. Bu hususta öncelikle kendinizi tanımanız gerekir. Örneğin iş hayatınızda en basit bir işi bile kimsenin iyi yapamayacağını düşünüp siz mi üstleniyorsunuz?
– Aynı anda birden fazla işi bitirmek mi istiyorsunuz?
– Bütün her şey dört dörtlük olsun hiç bir problem çıkmasın istiyorsanız mükemmeliyetçi iseniz maalesef stres sizi kovalamaya devam edecektir.

Stres insanın hayatından tamamen yok olmaz. Stresin bir çok yıkıma yol açabileceği bilinmektedir. Fakat yararını da göz ardı etmemek gerekir. İnsan başarısını, gerekli stresten alır. Önemli olan stresin boyutudur. Stres insan yaşadığı sürece devam eder. İlk annelik heyecanında stres vardır. Nikah masasında evet dediğiniz anda stres vardır. Sınava hazırlandığınız dönemde stres vardır. Fakat bu stres dozunda olduğu sürece size mutluluk ve başarı getirebilir.

Başa dön tuşu